5 Nisan 2015 Pazar

Eskişehir / Seyitgazi / Seyyid Battal Gazi Külliyesi


2) Seyyid Battal Gazi Külliyesi

İlk kısa metrajlı gezimi tarihi bir mekana yaptım. Eskişehir merkeze yaklaşık 50 km mesafede olan Seyitgazi ilçesinde bir külliye ziyareti. Yalnız külliye kısmı sonradan inşaa edilmiş. Çok büyük bir kahraman kumandana ev sahipliği yapıyor bu külliye. İlçeye hakim bir tepede yatıyor Seyyid Battal Gazi Hazretleri. İbret alacak gözlere çok şey var...

İlçeye girdikten sonra merkezden tabelalar bizleri külliyeye yönlendiriyor. Bayağı dik bir rampayı 2. viteste demir atımız ile tırmandıktan sonra güzel bir manzara bizi karşılıyor.




Panoroma hali Seyitgazi'nin böyle gözükmekte.


Bir kaç foto aldıktan sonra, demir atımı gölgelik bir mekana çekiyorum. Sonuçta makinada dinlenmesi lazım değil mi? Hava soğutmalı olması biraz yoruyor kendisini.



Gitmeyi düşünenlere aşağı giriş kapısından girmesini tavsiye ederim. İhtişamlı bir kapıdan Gazi Hazretlerine selam vererek giriyoruz. Sütun taşın üzerinde bu lafız yazmakta zira.


Kapının hemen ardından sonra Seyyid Battal Gazi Hazretlerinin naaşını bulmuş kişi Çoban Baba sessiz sedasız yatmakta. 


Külliye kısım kısım ayrılmış. Selçuklular zamanında inşaası tamamlanan bu yapı çok güzel bir düzen içerisinde. Camii, Türbeler, Çilehaneler, Aşevleri, Medrese, Baş Müderris Odası, Kırklar Meydanı gibi çok fazla bölümleri var. Isınma sorunu bu taş binalarda neredeyse her odada bulunan ocaklar vasıtası ile çözülmüş.


Seyyid Battal Gazi Hazretlerinin yattığı kısımda, çilehaneler, camii, türbeler, türbedar odası vardır. Sıra ile hepsini gezme fırsatım oldu. Çilehaneler beni en çok etkileyen kısımdı. Binaya giriyoruz sağımızda Kardeşler Türbesi bulunuyor. İsimler Mehmed ve Ahmed.


Ardından geçtiğimiz bölüm, zamanın şanlı kumandanı Seyyid Battal Gazi ve Elenora' nın kabirleri bulunuyor.


Mütevazı bir camii bulunuyor. Güzel...


Veee ilginç bir kısım Kesikbaşlar Türbesi. Buranın çok ayrıntılı bir hikayesi bulunmamakta fakat genel bilinen bilgi şu şekilde; zamanında burada yatanlar bulunduğunda cesetlerin kafası bulunmuyormuş neden kesildiğini kimse bilmiyor. Zaten mahzen gibi bir bölümde yer alıyorlar.


Çilehaneler ise farklı tabii. Buraların yapılmasının amacı dervişlikte inzivaya çekilen yerler olması idi. Şöyle ki; yaratılış amacını, dünyada geçirilen günleri, insanın kendi muhasebesini ve dünyadan uzaklaşmasını kısaca yaşarken ölümü tatmayı temsil ediyor. Çilehanenin birisine girdim ve sadece 10 dk kadar kaldım. Aklıma gelen ilk şey dünya da işlemiş olduğum günahlar oldu. Ama çok ilginç bir tecrübe idi.


Türbedar odası; buranın bakımı ile ilgilenen sorumlunun kaldığı oda.


Bu kısımdan ayrıldıktan sonra sırasıyla aşevleri, medreseler, başmüderris odası, kırklar meydanı gibi bölümler yer almakta. burada eski zamanlarda bir sosyal hayatın varolduğunu düşündüğümüzde insan daha iyi anlıyor yapılış amacını. Medresede eğitimlerini tamamlamak için gelen talebeler bütün ihtiyaçlarını burada karşılamışlar.


Bu heybetli külliyeyi gezdikten sonra Seyyid Battal Gazi hakkında kitabi birkaç bilgiye yer versek olur.

Kimi tarihçi ve seyyahlara göre Arap, kimilerine göre Türk olan bir alperen. Arapların Emeviler devrinde yaşayan tarihi kahramanı Abdullah Battal’la isim benzerliği olduğu düşünülürse Battal Gazi'nin gerçek bir Türk kahramanı olduğunu söylemek gerekir.

Ömrünü Bizanslılar'la savaşarak geçirmiştir. Gazilerin önderi oluşunun yanında ermiş olması diğer bir yönüdür. Battal Gazi bunların yanı sıra, yenilmezliği, cömertliği ve yardımseverliğinden dolayı nesilden nesile söylene gelmiş atı ve kılıcı ile de zihinlerde yer tutmuş bir serdengeçtiler başıdır. Türk tarihinde cihad ruhunu yaşatan efsanevi bir hale bürünmüş, güç üstü haller sahibi bir kimsedir. Bu yüzden hayatı menkıbeleşmiştir. Ebu Muhammed Cafer bin Sultan Hüseyin bin Abbas el-Haşimi Türk menkıbesine göre Malatya’da doğmuş ve Abbasiler zamanında yaşamıştır. Nerede öldüğü belli değildir. Anadolu’da Seyyid Gaziden başlayarak Doğu Türkistan’a kadar onun için birçok türbe ve makamlar vardır. Halk muhayyilesi, İslamiyet için rumlara karşı savaşından dolayı, Peygamber efendimizin sülalesinden geldiğini kabul etmiş ona seyyid sıfatını vermekten çekinmemiştir. Çeşitli kaynaklar 742-43 (H.121-123) yılında öldüğünü kaydederler.

Anadolu’da İslamiyet için canla başla savaşması, İslam ruhuna bürünerek onunla şekillenmesi hayatının destanlaşmasına sebeb olmuş ve Anadolu Türklüğünün yanı sıra, bütün Türk dünyasına Seyyid Battal Gazi Destanı'nı kazandırmış, böylece Türk kültür tarihi içinde, müessir bir yer tutmuştur. Şahıs olarak destanının yanında Türk halk şiirine de geniş bir şekilde konu teşkil etmiştir. Hacı Bektaş Veli hazretlerinin bile onun makamını ziyaret ettiği Velayetnamesi’nde zikredilmiştir. Hatta Evliya Çelebi, İstanbul’daki Kız Kulesi’nin, Kral Kantur’un kızını Battal’dan korumak için onun Şam’da bulunduğu bir zamanda yaptırdığını yazmıştır. Bilindiği gibi bu alperenler devrinde kayser kızları, İslam savaşçılarına gerekli kolaylıkları gösterirler ve kalelerin içten fethedilmesini sağlarlardı.

Anadolu dışında muhtelif yerlerde menkıbelerine rastlanan Seyyid Battal Gazi, bugün halk arasında anlatıldığı gibi filim ve tiyatroya da konu olmuştur.

Battalname, İslam ruhu ile dolu Anadolu Türklerinin eseri olmakla birlikte, tarihi temeller üzerine kurulmuştur. İslam dininin ve İslam medeniyetinin unsurları açık bir şekilde eserde göze çarpmaktadır. Battalname’nin esas fikri tamamiyle dinidir. Ayrıca İran geleneklerine de rastlanmaktadır. Bu ise mensub olunan ortak kültürün tabii bir neticesidir. Eserin asıl konusu İslam-Bizans mücadelesinden doğmuştur. Emevi, bilhassa Abbasi ordularında Türklerin oynadığı rol düşünülünce Bizans hudutlarında ve İslam ordularında yaşayan Türkler arasında böyle menkıbelerin varlığını kabul etmek gerekir. Battalname’de, sınırlı da olsa, eski destan üslubunu hatırlatan bazı kısımlar vardır. Eserdeki masal unsurlarının çoğu perilerin ve devlerin bulunuşu, ayrıca halkıyat izlerine pek fazla rastlanması eserin gerçek bir halk destanı olduğunu göstermektedir. Kısacası Seyyid Battal Gazi Destanı şehirlerde yaşayan Müslüman ve medeni Türkler arasında ortaya çıkmıştır.


Şimdi tarihin bir kısmında bir kişi bu kadar yer etmiş. Nedeni ise dünyayı sadece kendi için değil, devleti ve milleti için de yaşamış olması idi. At üstünde seferlerden seferlere geçmiş bir ömür...

Seyitgazi'nin hakim bir tepesinde sessiz sedasız yatmakta olan Seyyid Battal Gazi Hazretleri vakarlı duruşu ile çok şey öğretmeye namzet. 


Gezmeyi bitirdikten sonra, geri dönme vakti geldi. hayretle seyre çıkan gözler ibretle geri dönüyor. Beni burada en çok etkileyen çilehaneler oldu. Kim bilir her insanın kendi muhasebesini yapacak bir yere ihtiyacı vardır. Allah'a emanet olun...








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder